top of page

İyi Yaşıyorsun


Bundan on yıl önce kendimi Türkiye'de lisansüstü eğitim alırken bulacağımı bilmiyordum. Türkiye bilgim genel kültür dersindeki birkaç paragrafla sınırlıydı.


Aşağıdaki satırlarda anlattığım olaylar, Türkiye'deki hayatımın çok kısa bir özeti. Bu güzel ülkede kaldığım süre boyunca yaşadıklarımın bütününü ifade etmemekte. Güzel anılarla dolu, unutulmaz zamanlar yaşadım. Kötü olanlar olsa da, mutluluğun sırrının dikkatinizi güzel anılara vermek olduğu ilkesiyle yaşıyorum. Ancak bu satırlarda size çok da tatlı olmayan bir olayı anlatmak istiyorum.


“Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse hangi toprakta öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” ( Lokman Suresi 34. Ayet )


Bundan birkaç hafta önce, bazı temel yiyecekler almak için süper markete alışverişe gitmiştim. Eşim rahatsız olduğu ve her gün pazara gidemediğim için birikimimi birkaç haftalık erzak almak üzere harcamaya karar verdim. Kasaya doğru yürürken, benimle ilgilenecek olan kasiyerin, karşıdaki kasiyerle benim hakkımda konuştuğunu duydum. “Marketin neredeyse tamamını bitirdi.” diyordu. Böyle söylemesi şaşırtıcıydı. Çünkü benden daha fazlasını almış olan insanlar da vardı. Ürünleri geçirirken bana “İyi yaşıyorsun.” dedi. Bir kez daha cevap vermedim çünkü onunla kaybedecek zamanım olmadığını biliyordum. Sonunda, ödeme yapıldıktan sonra ürünleri plastik poşetlere koymayı bitirdiğimde bazı ürünler kaldı, ek bir poşet istedim. Kasiyerin poşet için ek ücret istemesi üzerine, benden hemen sonra gelen diğer müşteri kasiyere “Bir poşeti bedavaya veremez misin?” dedi ve kasiyer “Hayatta olmaz!” diye cevapladı. Poşet için ödeme yaptım ve marketten çıktım.


Bugüne kadar bir kasiyerin tanımadığı birine, bu dünyada onun gibi bir yolcuya karşı bu tuhaf davranışının arkasındaki motivasyonu hala tam olarak anlayabilmiş değilim.


Zamanla anladım ki, başkalarının acı çekmesine sevinenler, hatta bir yabancının sırf yabancı olduğu için daha çok çalışmasına rağmen, hayatını nasıl kazandığını bilmeden vasat bir hayat yaşamasını dileyenler var.


Bu sadece bir örnek. Ayrıca, nefret dolu bakışlarla karşılaştığım oldu, bazen benden çok daha genç olan insanlardan bana köpek çağırır gibi seslenenler oldu, hastaneler de dahil olmak üzere Göç İdaresi gibi kamu kurumlarında çalışanların kişiliğime yönelik sözlü saldırıları ve diğer birçok şey… Bu gibi nedenlerden ötürü elimden geldiğince kamu kurumlarından uzak durmaya karar verdim. Tabii maalesef istesek de istemesek de onların karşısına çıkmak zorunda kalıyoruz.


Moral bozucu gerçeklere rağmen, bu ülkede iyi vakit geçirdiğimi, hayatım boyunca sürdürmeyi düşündüğüm dostluklar kurduğumu kabul ediyorum. Üniversite hocalarımdan başlayarak, sosyal aktivitelerle kurulan dostluklar ve diğerleri…


-Nasroudine, 33 yaşında Demokratik Kongo'lu bir öğrenci. 7 yıldır Türkiye'de yaşıyor.





Gurbet Hikayeleri Türkiye'deki göçmenlerin şahsi deneyimlerinin kamuoyu ile buluşmasını hedefleyen aracı bir mecradır. Bu yazı yazarın şahsi tanıklığını yansıtmaktadır.

Comments


bottom of page